Yara terimi Latince “vulnus” sözcüğünden türemiştir ve doku kaybı olan veya bulunmayan bir vücut yapısının (örneğin cilt) devamlılığının bozulması anlamındadır.
Yara; deri ve mukozaların tedavisini gerektiren bir sağlık sorunudur. Yara bakımı ve tedavisi, zaman alır, maliyetlidir, emek ister. Tedavi edilmediği takdirde uzuv kaybı ve ölümle sonlanabilir.
Kronik yara, geç ya da güç iyileşen ya da iyileşmeyen tüm yaralara verilen isimdir. Tedaviye rağmen yaklaşık üç ay içerisinde kapanmayan yaralar kronik yara olarak değerlendirilir.
Yara sürekli tekrarlar. Yaranın iyileşmesini engelleyen lokal veya sistemik bir faktör vardır. Altta yatan hastalıklar; Diyabet, damar tıkanıklığı, yatak bası yaralarıdır. Eşlik eden faktörler ise obezite, sigara kullanımı, genel durum bozukluğu, ileri yaş, kanser, kullanılan bazı ilaçlardır. Ayrıca uygun olmayan ayakkabı ve ayak şekil bozukluğu gibi nedenler de yatkınlığı artırır.
Ekonomik değerlendirmede toplam maliyet ile toplam yararlar karşılaştırılır. Toplam maliyet üç kaleme ayrılabilir.
Bu maliyetlerin; % 17-22’si malzeme giderleri, % 80’i hastane bakımına ait giderlerdir (% 31-41 hekim-hemşire, % 37-49 Hastane masrafları).
Dokunun yeterince beslenememesine bağlı olarak iyileşmeyen bölgeye ayrıca enfeksiyon yerleşmesi sonucu tedavisi daha da güçleşir.
Diyabet hastalarında savunma sisteminin zayıflaması ve özellikle bacaklarda sinirlerinin bozulması (nöropati), damarların tıkanması sonucu yaraların iyileşme sorunu ortaya çıkar.
Diyabetik hastalarda küçük bir kızarıklık ile başlayan yara dahi çok önemlidir, bir büyük kronik yaranın başlangıç sinyalidir ve dikkatli bir takip ve tedavi gerektirir. Bu durumdaki hastaların çoğunda ayakta kronik yaralar oluşur. Kronik yara oluşan hastalarda yeterli tedavi yapılmazsa ampütasyona ve nihayetinde ölüme kadar giden kötü sonuçlar görülür.
Daha çok "bası ülseri" olarak tanımlanan yatak yaraları, vücudun fazla basınca maruz kalan kısımlarında kanlanmanın bozulması ile birlikte başlar ve yara oluşması ile sonuçlanır. Bası kalkmadığı ve kanlanmanın düzenlenmediği sürece yaranın iyileşmesi mümkün değildir.
Sıklıkla yatağa bağımlı hastalarda oluşsa da uzun süreli basınç olan her bölgede, örneğin tekerlekli sandalyeye bağlı kişilerde oturma kemikleri üzerinde, bu yaralar gelişebilir.
Tıbbi olarak yanık, derinin yüksek ısı ile canlılığını yitirmesidir. Isının yüksekliği veya temas süresine bağlı olarak derinin yüzeyel, orta ve derin tabakaları yanarak ölü hale gelebilir. Yanıklar sıcak su veya buhar teması sonucu, sıcak katı maddelerle temas, asit veya alkali kimyasal maddelerle temas, elektrik akımı etkisi ya da radyasyon nedeni ile oluşabilir.
Yanık, ısı, elektrik, ışın, sürtünme ve donma sonucu oluşmuşsa fiziksel yanık, asit ve alkali maddeler ile oluşmuşsa kimyasal yanık olarak tanımlanır.
Birinci derece yanıklar (epidermal yanık) yüzeyseldir. Derinin epidermis denilen en üst tabakasını etkilerler. Ödem oluşabilir ve genellikle deride bül dediğimiz su toplanması söz konusu olmaz. Yara kırmızı, kuru ve acı vericidir. Kısa sürede iz bırakmadan iyileşir. Güneş yanıkları bu sınıfa girer.
İkinci derece yanıklar, derinin derin tabakası olan dermisin bir kısmını da etkiler. Daha çok sıcak suyla haşlanma, alevle veya sıcak cisimle temasla oluşan yanıklardır. Doku hasarı 1. derece yanıklardan fazladır, çok ağrılı, iltihaplanmaya açık yanıklardır. Pansumanlarla 2-3 haftada iyileşir. Kimi zaman cerrahi tedavi yöntemlerine başvurmak gerekebilir.
Üçüncü derece yanıklar, derinin tamamını (tüm katmanlarını) etkileyen yanıklardır. Deride ağrı duyusu kaybolmuş yanık bölgenin rengi pembe-kırmızıdan kahverengi ve beyazımsı, sarımsı renge dönmüştür. Kendiliğinden iyileşmezler. Enfeksiyon, ödem ihtimali çok yüksektir. Cerrahi müdahale ve iyi bakım gerektirirler, iyileşmesi çok uzun sürer ve iz kalır.
Birinci derece yanıklarda derinin en üst tabakasında hasar vardır. Güneş yanıkları bu tarz yanıktır. Derinin soğutulması, topikal anestezik ilaçlar, nemlendirici ve yağlı kremler tedavide kullanılabilir. Yanık bölgesindeki deri 1-2 hafta içinde yüzeyel olarak dökülür.
İkinci derece yanıklarda deri üst tabakası tamamen yanmıştır. İyileşme deri alt tabakasındaki yağ bezleri, ter bezleri ve kıl köklerinden hücrelerin çoğalmasıyla oluşur. İyileşmeyi sağlayan deri eklerindeki kayıp miktarına göre 2. derece yanıklar yüzeyel ve derin olarak iki alt sınıfa ayrılır. Yüzeyel 2. derece yanıkta iz kalmaz ancak derin 2. derece yanık iz bırakarak iyileşir. Yanık bölgesindeki su dolu kabarcıklar korunmaya çalışılmalıdır. Uygun pansumanlar ile takip edilir. İyileşme süresi yüzeyel yanıklarda 1 hafta ile 10 gün arasındadır. Derin 2. derece yanıklarda ise iyileşme 2-3 hafta arasındadır.
Üçüncü derece yanıklarda deriyi yenileyecek deri ekleri kalmamıştır. İyileşme yanık kenarlarından gelişen deri ile oluşur ve rahatsız edecek yara izi gelişir. Kötü yara iyileşmesini önlemek için yanık bölgesine deri nakli yapılabilir. Küçük alanlar pansumanlarla iz bırakarak iyileşirken büyük alanların iyileşmesi çok zaman alır ve bu süre içinde enfeksiyon gelişirse hayati tehlike oluşabilir. Eklem ve boyun bölgesindeki yanılar eklem ve boyun hareketlerinin kısıtlanmasına neden olabilir. Deri nakli iyileşmeyi hızlandırır ve fonksiyon kaybı gelişmesini önler. Deri nakli yapılan alanlarda iz daha az gelişir. 2. derece ve 3. derece yanıkların tedavisi yanık uzmanı tarafından yapılmalıdır ve kapalı pansumanlar ile takip edilmelidir.
Yara bakımında en iyi yöntem bu yaraların oluşmasının önüne geçmektir. Gerekli özen gösterildiği takdirde çok büyük oranla yaralardan kaçınmak mümkündür. Bir kez yara ortaya çıktığında ise tedavisi çok zorlu ve uzun bir süreç gerektirir.
Kronik yaraların önlemden sonra gelen ikinci temel kuralı altta yatan nedenlerin tedavisidir. Yani kan şekerini düzenlemeden diyabetik ayak tedavisi ya da basınç dağılımını kontrol etmeden bası yarası tedavisi mümkün değildir.
Üçüncü kural davranış tedavisidir. Dolaşım bozukluğuna sahip bir insanın sigara içmeye devam etmesi ya da diyabetli bir hastanın ayaklarına ve ayakkabılarına dikkat etmemesi durumunda bu yaraları iyileştirmek mümkün olamaz.
Yaranın bakımı ancak tüm bunlardan sonra anlam taşır. Günümüzde yüksek teknoloji ürünü pansuman malzemeleri ile mükemmel sonuçlar almak mümkün olmaktadır. Ancak bunun içi hasta ve doktorun yeterli sabır ve özeni göstermesi gerekmektedir.
Yara bakımında son yöntem olarak cerrahi gelir. Zaman zaman yaraların ölü dokulardan ve akıntılardan temizlenmesi gerekebilir. Buna "debridman" adı verilir. Özellikle bası yaralarında cerrahi yöntemlerle ile yaraların kapatılması sıkça uygulanan bir yöntemdir. Deri yamaları da sıklıkla uygulanan bir yöntemdir.
Bunun yanında kök hücre uygulamaları yara tedavisinde de kullanılmakta ve başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Bir yaralanma olduğunda açık bir yara meydana gelmişse hemen harekete geçmek önemlidir. Yaraların iyileşme süresi, hızı ve oranı bir dizi faktöre bağlıdır. Yaraların büyüklüğü ve türü en önemli faktörlerdir. Ancak hastanın fiziksel durumu, yaranın temizliği ve tedavisi de yaraların iyileşme oranında önemli bir rol oynar. Müdahale edilmeyen ve bakımı sağlanmayan yaralar istenmeyen kalıcı izler oluşmasına ve enfeksiyonlara karşı daha hassas durumdadır. Doğru ilaçlar ve uygulamalar ile tedavinin yapılması sayesinde yaraların hızlı bir şekilde iyileştirilmesi mümkündür.
Ameliyat sonrası iyileşmeyen yaralarda ve yatağa bağımlı hastalarda oluşan bası yaralarında Vakum destekli kapatma (VAC), iyileşmeye yardımcı olmak için yara etrafındaki hava basıncını düşürme yöntemidir. Negative Pressure Wound Therapy (NPWT), Negatif basınçlı yara tedavisi olarak ifade edilmektedir. Temel olarak yaradaki sıvının emilmesi prensibine dayanır. Yara üzerine yapışkan, şeffaf bir film yerleştirilir ve cihazla yarayı birleştirecek olan özel yapıdaki sünger bu filmle birleştirilir, yaradaki sıvı cihaza çekilir. Bu sayede dokudaki ödem çözülür, dokuda üreyen bakteri sayısı azaltılır. Enfeksiyona karşı önlem alınarak enfeksiyon oluşma riski azaltılır.
Bu vakum etkisi sayesinde yara dokusu uyarılır ve yara iyileşmesi hızlanır. Kan akışı hızlanır ve yara bölgesi daha iyi beslenir. Bu da uyarılan yara dokusunun iyileşmesinde önemlidir. Çünkü beslenmeyen, yeterince oksijen alamayan doku iyileşemez. Negatif basınç tedavisinin bir başka faydası ise yaranın temiz kalmasını sağlamasıdır.
Tedavinin uygulanması, tedaviye uygun olarak üretilmiş bir cihaz aracılığıyla sağlanır. Bu cihaz; özel bir sünger, silikon tüp ve hazneden oluşur. Sünger, uygulanılacak yaranın boyutuna göre istenilen şekle ve boyuta getirilir ve silikon tüp, emilen sıvının rezervuara aktarılmasını sağlar.
Vakum işlemi, kalibre edilmiş ve standardize kompresör ve mikro işlemci ve bir yazılım eşliğinde cihaz ile gerçekleştirilir. Cihaz üzerindeki ekrandan uygulanacak basınç ve diğer parametreler ayarlanır. Tedavide önemli noktalardan biri ise işleme en fazla iki saat ara verilmesi gerektiğidir. İki saatten fazla süren aralarda yara dokusu daha geç iyileşir, tedavi olumsuz etkilenebilir ve verim azalır.
Topivac ileri teknoloji ile üretilmiş bir cihaz ve setten oluşan yara bakım sistemidir. Topivac sistemi yara üzerinde vakum yapıp kapama setine negatif basınç oluşturarak Subatmosferik basınç sağlamanın yanı sıra, yaranın hızlı iyileşmesi için yaraya gerekli oksijen, ozon desteği direk sağlar.
Ayrıca yara yıkamayı ve antiseptikle yara yıkamayı yapar ve yaranın nemini dengeler. Kronik yaralar, yanık yaraları ve her türlü açık yaraların tedavisinde kullanılır.
TopiVac yara odağına verdiği Oksijeni özel yara kapama pedleri sayesinde doğrudan hücreye difüze ettirerek hücresel boyutta iyileşme sürecini hızlandırır, bakterilerin üremesini engeller ve yara bölgesindeki lökosit aktivasyonu güçlendirmesine yardımcı olur.
Ozon gazı sayesinde direnç gelişmeden geniş spektrumda mikroorganizmaları öldürür ve enfeksiyon gelişimini önler. Organik fonksiyonların yeniden canlanmasını ve hücresel boyutta bağışıklık sisteminin devreye girmesini sağlar.
Elektrostimilasyon sayesinde cilt, cilt altı dokuların ve derin kas gruplarının yüksek frekanslı elektriksel uyarılarla aktive edilmesini sağlar. Topivac yapabildiği elektrostimülasyon tedavi işlemi ile yaradaki ve kas dokusundaki iyileşme sürecini çok ciddi oranda hızlandırır ve özellikle kronik yaralarda hasta için önemli bir sorun olan ağrıyı azaltır.
Özel dizayn edilmiş yara kapama pedleri sayesinde negatif basınç altında verdiği oksijen ve ozonu dokuya zarar vermeden yaraya ulaştırarak iyileşme sürecini sürdürür.
Tüm bu özellikleri bir arada sunabilen TopiVac başta kronik yaralar ve yanık yaraları olmak üzere, tüm yaraların hızlı ve uygun koşullarda, enfeksiyon riskinden uzak iyileşmesini sağlayan yüksek teknoloji bir tedavi sistemidir.
Modellere göre negatif basınç'ın yanı sıra, Okisjen, Ozon, elektrostimulasyon gibi diğer özellikler de kullanıma sunulmaktadır.
Herhangi bir yara için mutlaka uzman hekime başvurunuz.
! önemli tıbbi uyarı !
TopiVac - Amedus; tıbbi uygulama gerçekleştirmez, tıbbi hizmet veya tavsiye vermez. Bu Web sitesindeki bilgiler, tıbbi tavsiye olarak ele alınmamalıdır.
Bu sitede yer alan bilgiler, öncelikle sağlık uzmanları içindir. Hastalar, kendi tıbbi durumları ve tedavileri ve ayrıca bu sitede verilen bilgiler için hekim ve sağlık uzmanlarına danışmalıdır.